5 Mart 2008 Çarşamba

Onlarca dakikadır içeride yaşadığım tüm güzelim duygularıma bir anda mola verdiren zilin sesi ile birlikte dışarı çıkarken usulca koluma birisi giriyor ve "Öğretmen kimdir? Nasıl yeni nesilleri şekillendirir?" diye soruveriyor. İlk önce şaşırıyorum, çünkü öğretmenlik yaşanır, kolay kolay anlatılmaz. Fakat karşımdaki ısrarcı ve sevgi dolu gözlerin hatırına zor da olsa. öğretmenlik deyince yüreğimden geçen bulutlardan birkaçtanesini oltamla yakalayıp gönlü bilgiye aç misafiime sunuyorum:
Ben bir öğretmenim, ellerim bazen yıldızlara erişir. Geceleri topladığım yıldızları umutlarımın saçlarına düşürürüm. Zaman olur, güneş olurum. Karanlığın üstüne sabah gibi çöküveririm.
Gözlerimden parıldayan mavilikler akar sınıfıma, azgın bir nehir olur, alır götürür çiçeklerimi uzak diyarlara.
Yüzlerdeki hebir umut dolu bakış, beni bağlar hayata.. O umutlardır ki, karanlık dolu umutsuzlukların aydınlık seher yıldızlarıdır. Bu aydınlıklara hasrettir ay yıldız ülkesi, nice zamandır.
Bir bahçıvan edasıyla devşiririm sınıfımdaki umut goncalarımı.Her birine ayrı bir sevgi yağmuru yağdırırım. Umutsuzluk rüzgarlarına karşı, onları gökkuşağımla sarıp sarmalarım.
Ben har ders, sevgi menekşelerime, kuşlara hayran olmayı öğretirim. Onlar gibi uçmayı değil, onlar gibi özgür olmayı düşlesinler diye.
Aslında sözü çok uzattım. Öğretmen dediğin bunları biryerlerden öğrenmez. O muhteşem yüreğinin sevgisi sayesinde bunları yaşar ve yaşatır. Beni daha fazla oyalama, bırak sınıfıma gidip kendimden geçeyim. Öğretmen olayım...
Öğretmenin Günlüğü(319-320)-Nurullah Abalı-Çamlıca Kız lisesi

1 Comment:

  1. uyguncey said...
    canım öğretmenim. sizi çok seviyorum

Post a Comment